CHP Genel Başkanı Özel'in konuşmasında satır başları şu şekilde:
''CHP, hakka olan saygısından seçim barajını yüzde 3’e düşürmeyi taahhüt ederek; yani sadece bize değil, yönetimde adalet meselesi, temsilde adalet meselesini ülkenin anayasasında öğütlendiği gibi temsilde istikrara kurban etmeden, yüzde 3 oy alan her partinin parlamentoda temsil edilmesini; bu yüzde 3 oy alan partilerin de değil, yüzde 1’i geçen her partinin hem örgütlenmek hem de seçimlere girebilmek için hazine yardımı almasını taahhüt ederek yola çıkıyor.
Seçilmişlere inandığımız için, atanmışlara yönetim alanında, belediyelerde verilen kayyum yetkilerinin tamamının son bulmasını yarından tezi yok istiyor ve savunuyor. Protestonun, demokrasinin bir tepki ve protesto hakkı rejimi olduğunu görerek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin önünde ve mülkiyeti de belediyelere ait olan alanın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne devredilerek Meclis Parkı’nın bir demokrasi parkı olmasını ve oraya kurulacak kürsünün bir demokrasi kürsüsü olmasını, içerideki kürsü kadar çok dinlenmesi gereken bir kürsüyü de hemen girişindeki Demokrasi Parkı’na kurmayı taahhüt ediyor.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tartışmanın anayasal düzeni tartışmak ve anayasal suç işlemek olduğunun altını çiziyor. Bunun adı birinci kademe mahkemesi de olsa, istinaf mahkemesi de olsa, ülkenin başındaki cumhurbaşkanı da olsa, anayasayı tanımayanı tanımayacak bir düzen inşa edeceğimizi ve bunların bütün maddelerini hayata geçireceğimizi; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına harfiyen uyacağımıza, liyakat ve mesleki başarıya göre terfi ve tayin sistemini getireceğimizi taahhüt ederek başlıyoruz.
Yargıdaki vesayete de çeteleşmeye de son vermek en önemli görevimizdir. Her vatandaş yolu mahkemeye düştüğünde bir endişe değil, adalete ulaşacağına olan bir inancı yüreğinde hissetmesini taahhüt ediyoruz.
Eşit yurttaşlığı vazgeçilmezliğimiz olarak tarif ediyoruz. Cemevlerinin ibadethane olmasını, bu ülkede birilerinin eşit, birilerinin daha az eşit sayıldığı düzenin son bulmasını; “Kürt sorunum kalmadı” diyene kadar Kürt sorununu tanımayı, “Alevi eşit hissetmiyorum” diyene kadar Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerini görmeyi ve yerine getirmeyi taahhüt ediyoruz.
Kadınların arkasından devletin güvencesini çeken bir gece yarısı haksız operasyonuna karşı İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz. Demokrasi, adalet ve barış bize refahı getirecek. TÜİK verileri ve setleri tüm detaylarıyla açıklanacak, enflasyon sepetini herkes bilecek. TÜİK, Tayyip Bey’i üzmeyen istatistik kurumu değil, Türkiye’nin gerçek istatistik kurumu hâline dönüştürülecek.
Vergi adaletsizliğinin son bulduğu; ev aletlerinden, tırnak makasından değil, elmastan, pırlantadan ÖTV alındığı; zengin-fakir ayırt etmeyen, herkesten alınan yüzde 60’lık dolaylı vergilerin OECD ortalaması olan yüzde 30’a çekilmesinin ilk hedef olduğu; Türkiye’de dolaylı verginin yüzde 63, yüzde 65, yüzde 68; kurumlar vergisinin yüzde 11 olduğu bu düzeni tersine çevireceğimizin taahhüdünü veriyoruz. Az kazananın az, çok kazananın da çok vermesi gerektiği kadar vergi vermesini taahhüt ediyoruz.
Gelir vergisiyle çalışanların on iki aylık maaşının üçte birinin devlet tarafından vergi diye alındığı bu adaletsiz düzen son bulacak. Geçen gün Sayın Cumhurbaşkanı sordu: “Kendi genel merkezinizde yapıyor musunuz?” Ayıptır söylemesi, yapıyoruz. Kendi genel merkezimizde toplu iş sözleşmesi imzalanacaktı. Müzakereci gitmeden önce, sendika ile oturmadan önce aşağıya geldiler, bana sordular: “Bir talebiniz, bir sınırınız var mı?” Dedim ki: Örgütlenmiş arkadaşlar haklarını arayacak, bütün müzakereler bitsin, sakın bunu müzakere konusu yapmayın.
Bittikten sonra bu brüt maaş verilip her ay bir üst vergi dilimine geçerek ilk ay aldığından son ay on iki bin TL, yirmi bin TL, yirmi beş bin TL eksik maaş alma düzeni son bulacak. Bunun için şunu yazın: Artan vergi dilimleri Cumhuriyet Halk Partisi tarafından karşılanacak. Vatandaşa da taahhüdümüz budur. Açlık sınırının altında bir vergi dilimi olmayacak. Yani açlık sınırı doksan sekiz bin liraysa, on iki ile çarpılacak; ilk vergi dilimi oradan sonra başlayacak.
Sendika ve grev hakkının önündeki tüm engellerin kaldırılması; memurların toplu sözleşme ve grev haklarıyla güçlendirilmesi; polisin de sendikasının olabildiği; kamuda mülakatın kaldırıldığı; ilk etapta yüz bin öğretmenin atandığı; sözleşmeli öğretmenlik sisteminin bitirildiği bir millî eğitim politikasını taahhüt ediyoruz.
Asgari ücretin istisna olduğu, komisyonun yapısının işçiler lehine değiştirildiği, asgari ücretin açlık sınırının altında asla kalmadığı, ilk yıl alınan ve kıdemle hızla eriyen bir ücret olduğu, asla temel ücrete dönüştürülmediği bir düzeni öneriyor ve emekli maaşlarının da asgari ücret seviyesine çıkarılmasını taahhüt ediyoruz.
Bu sene için asgari ücret ve en düşük emekli maaşı önerimizle; çiftçinin ÖTV’siz ve KDV’siz mazotla elli beş TL’ye değil, otuz üç TL’ye tarımda mazot kullanmasını; ayrıca millî gelirin yüzde 1’i olarak tarif edilmiş olan tarım desteklerinin beşte biri seviyesinde, yani yüzde 0,2 düzeyinde yapıldığını hatırlatıyor ve bunu ilk bütçemizde düzeltmeyi taahhüt ediyoruz.
Gençlere okutup işsiz bırakan sisteme son vereceğiz. Avrupa’nın, hatta dünyanın; üniversite mezunlarının mezun olmayanlara göre daha zor iş bulduğu bir kabus ülke olmaktan Türkiye’yi çıkaracağız. Gençler sınav peşinde koşmaktan yorulmayacak. YÖK kalkacak, üniversiteler bağımsız olacak.
TOKİ bir yıl içinde Cumhuriyet yurtlarını tamamlayacak. Avrupa’nın en pahalı ve en yavaş internetini değil; on yıl sonunda Avrupa’nın en hızlı ve en ucuz internetini, ilk iki yılın sonunda ise Avrupa standartlarında hızlı ve ucuz interneti gençlere vaat ediyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı; yasaksız bir Türkiye, vizesiz bir Avrupa vaat ediyor. Konut sorununun çözüldüğü, gelire göre ev ve kira uygulamasının başladığı; TOKİ’nin zenginlere değil, yoksullara konut ürettiği; göstermelik olarak sosyal konutların yüzde 5’inin değil, ihtiyaca göre yüzde 45’inin kiralık olduğu bir modeli hayata geçireceğiz.
Bunların hepsini ve daha fazlasını hayata geçirmek için Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi kuruldu, gölge kabine oluşturuldu, politika kurulu başkanlıkları oluşturuldu, altlarındaki heyetler hızla kuruluyor. Bu binayı her ziyaret ettiğinizde, burayı Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkezi gibi tüm basın mensuplarının ziyaretlerine açıyoruz.
Uzun lafın kısası; bizim için muhalefet dönemi ruhen de fikren de kapanmıştır. Fiilen kapanması sandığın gününe bağlıdır. O güne kadar milletimiz müsterih olsun: pusulamız doğrudur, rotamız nettir; hem hazırız hem kendimizden eminiz. Biz bu ülkeyi çok daha iyi yöneteceğimizi biliyoruz.
Artık AK Parti krizlerin ve kaosların partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi ise huzurun ve refahın müjdecisidir. AK Parti yazın serin, kışın sıcak salonların partisidir; Cumhuriyet Halk Partisi ise yürüyen vatandaşı görünce iki tarafın da yüzü gülen partidir.
Türkiye’nin bu kadar derdi varken AK Parti’nin tek derdi maalesef taht kavgalarıdır. Bir mahkûm, bir damat, bir bakan birbirini yemektedir. Partinin başına sen geçeceksin, ben geçeceğim kavgasında trol orduları, sosyal medya çalışmaları, TikTok numaralarıyla milletin “Benim derdim ne, bunların derdi ne?” sorusunu AK Parti’ye yönelttiği bir noktaya gelinmiştir.
O yüzden; bundan önce Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi umut ettikleri şekilde yargı eliyle uğraştıkları, parti içi karışıklık haberleriyle iktidarda kalacağını sananlara biz o işleri çoktan aştık diyoruz. Ama sizdeki kavgadan medet umanlara millet artık tahammül etmiyor.
Önümüzdeki bahar, kış şartlarında olmazsa, gelecek sandık bizim hazır olduğumuz, talep ettiğimiz, vatandaşın da umut ettiği sandık olacaktır. Kendine güvenen varsa, zaman zaman duyuyoruz, “Bir şirket bizi önde gösterdi” diyorlar. O şirkete inanıyorsanız, ne ala; hadi ben de inanayım, kuralım martta, nisanda sandığı.
Biz o sandıktan niye kaçtığınızı biliyoruz, millet de biliyor. O yüzden büyük bir cesaretle, büyük bir umutla milletimizle birlikte erken seçim sandığını talep etmeye ve o sandık gelene kadar her an göreve hazır bir iktidarı oluşturmaya başlıyoruz.
Bugün önemli bir başlangıç günüdür. Yolumuz açık olsun. Türkiye’de herkes şunu bilsin: Yarınlar asla bugünler gibi olmayacak. Çünkü yarınlarda bir zümrenin değil, milletin, halkın partisi olacak. Hepinize teşekkür ederim.''
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 Esenyurt Gündem Haber Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.